Sanayi-i Osmanlı Varmış |
29/05/2011 Osmanlı'nın "toplu iğne bile yapamadığı" anlatıldı hep kitaplarda. Oysa ki 19. yüzyılda, gerek devlet eliyle gerek özel sermayeyle pek çok fabrika açılmış. İstanbul Ticaret Odası'nın hazırladığı "Osmanlı Ticaret ve Sanayi Albümü" adlı kitap, bu fabrikaları ve sanayileşme çabalarını fotoğraflarla anlatıyor. Fetih için Bizans surlarını yıkacak topları döktüren Osmanlı, nasıl oldu da dünya 'Sanayi Çağı'na girdiğinde kendi ürünlerini imal edemeyecek bir devlet haline geldi? Hepimizin merak ettiği bu soru, daima Osmanlı'nın aleyhine cevaplandı. Osmanlı'nın Sanayi Devrimi ile birlikte ekonomik gücünü yitirdiği, üretimde sadece Avrupa mallarına bağlı kaldığı söylendi. Fabrikalaşamadığı, imalatın mahalle arası dükkânlarda, iki kişiyle çalışan atölyelerde kaldığı anlatıldı. Kısacası, sanayi çağının gerisinde olduğu yazıldı tarih kitaplarında. Peki gerçekten böyle miydi? Durumun pek de göründüğü gibi olmadığını Osmanlı tarihçisi Amerikalı Donald Quataert, "Sanayi Devrimi Çağında Osmanlı İmalat Sektörü" adlı çalışmasında ortaya koyuyor. Quataert, söz konusu dönemin (19. yy.) bilinenin aksine Osmanlı imalatçılığının en canlı zamanı olduğunu söylüyor. Hatta değişen şartlara Osmanlı'nın nasıl ayak uydurduğuna, Avrupalılarla rekabette yaratıcı yöntemler geliştirdiklerine değiniyor. İstanbul Ticaret Odası tarafından yayımlanan "Osmanlı'da Ticaret ve Sanayi Albümü" bu konuda tarihçi Donald Quataert'in söylediklerini fotoğraflarla anlatan bir kitap. Osmanlı Devleti'nin pek de sanıldığı gibi sanayileşmeden geri kalmadığını, 19. yüzyılda devlet ve özel sermaye eliyle kurulan fabrikaların fotoğraflarıyla ispatlanıyor. Kitap, Osmanlı-sanayi ilişkisini öğrenmek isteyenlere Osmanlı fabrikaları hakkında bilgi de veriyor. s.senturk@zaman.com.tr *** Tayyare Mektebi bile açıldı 18. yüzyılın sonlarından itibaren sanayileşme başlayınca Osmanlı da Avrupa'yı yakalamak için pek çok girişimde bulundu. Bunlardan biri de sanayi mektepleri. Diyarbakır Hamidiye Sanayi Mektebi, Halkalı Ziraat Mektebi ve Yeşilköy Tayyare Mektebi bunlardan bazıları. Kitapta en dikkat çeken tayyare mektebi. Çünkü bu eğitim için devlet, Balkan Savaşları'nın ardından Yeşilköy'de bir havaalanı yapıyor ve havacılık okulu için gerekli teçhizatı buraya getirtiyor. Okulda pilotluğun yanında uçak ve motor bilgisi üzerine dersler de verilmiş. *** İlk fabrika 1827'de kuruldu Osmanlı, sanayide ilk yeniliği 1827'de yapıyor ve askerin kıyafetlerin dikimini daha hızlı hale getirebilmek için bir fabrika kuruyor: Dikimhane-i Amire. Bu giysilerin yapılacağı kumaşlar için Üsküdar ve İzmir'de kumaş fabrikası açılıyor. Bu fabrikalar daha sonra 19. yüzyıldan itibaren özel teşebbüs eliyle açılıyor. Ahırkapı Fanila fabrikası, Ahırkapı Kereste Fabrikası bunlardan bazıları. O dönemde Göztepe, Kızıltoprak, Büyük Ada'da yapılan birçok yeni bina, Ahırkapı Kereste Fabrikası'nın imzasını taşıyor. *** Osmanlı Kibritleri Anonim Şirketi Osmanlı'da devletin öncülüğünde başlayan sanayileşme gayretleri kibrit üretiminde bile kendini gösteriyor. 1898'de Fransız girişimciler tarafından İstanbul Küçükçekmece'de modern bir kibrit fabrikası kuruluyor. Fabrikanın işleyiş düzeni de kalitesi de Avrupa standartlarında. Fabrika kapanana kadar hem ülkenin kibrit ihtiyacını karşılamış hem de Avrupa ülkelerine ihracat yapmış. *** Bursa İpek Fabrikası'nda daha çok kadınlar istihdam edildi Bursa vilayeti, Osmanlı tekstilinin merkeziydi. Fakat buradan dünyaya gönderilen ipek kumaşların üretimi kısıtlı şartlarda yapılıyordu. II. Abdülhamid de bunun için şehirdeki tüm üretim merkezlerini birleştirerek bir fabrika kurdu: Darü'l Hariri. Fabrika, kadın istihdamıyla dönemin gazetelerinde bile yer alıyor. Kitapta bu fabrikayı anlatan fotoğraf, zaten 16 Şubat 1893 tarihinde yayınlanmış Servet-i Fünun'da çıkan haberden alınmış. *** Son kâğıt fabrikamız işgal kuvvetleri tarafından dağıtıldı Seri üretim yapan ilk kâğıt fabrikası I. Mahmut devrinde 1744 yılında kuruluyor ama su azlığı yüzünden kapanıyor. Daha sonra 1804'te Beykoz Kâğıt Fabrikası açılıyor. Kâğıt üretimi için son fabrikayı II. Abdülhamid açıyor: "Beykoz Hamidiye Kâğıt Fabrikası". Ancak fabrika I. Dünya Savaşı'nda işgal kuvvetlerince dağıtılıyor. |
Bilim, felsefe, kuram, ideoloji ve politikayı tartışmayı gönülden sevenlerin buluşma mekanı...
Kısmı Zaferlerden Kökten Kurtuluş
"Almanya için bir ütopyacı düş olan şey, radikal devrim, insanın genel kurtuluşu değil, kısmi, sırf siyasal bir devrim, yapının temellerini ayakta bırakan bir devrimdir. (...) kısmi bir kurtuluş (...) sivil toplumun bir kesiminin kendisini kurtararak genel egemenliğe ulaşmasıdır. (...) Ama Almanya'da hiçbir sınıf, onu toplumun yıkıcı temsilcisi yapacak cüret, kararlılık ve acımasızlığa sahip değildir... Almanya sonuna kadar giden bir devrim yapmadıkça, devrim yapmış olamaz. Almanya'da Ortaçağ'dan kurtuluş Ortaçağ üzerindeki kısmi zaferlerden de kurtuluşla mümkündür."
"Bu sosyalizm, genel olarak sınıf farklılıklarının; bu sınıf farklılıklarının dayandıkları bütün üretim ilişkilerinin; bu üretim ilişkilerine tekabül eden bütün toplumsal münasebetlerin ortadan kaldırılmasına; bu toplumsal münasebetlerden çıkan bütün düşüncelerin alaşağı edilmesine varana kadar devrimin sürekliliğinin ilanıdır ve, zorunlu bir geçiş uğrağı olarak proletaryanın sınıf diktatörlüğüdür.''
"Bizim için mesele, özel mülkiyetin şekil değiştirmesi değil, yokedilmesi; sınıf uzlaşmazlıklarının yumuşatılması değil, sınıfların ortadan kaldırılması; varolan toplumun iyileştirilmesi değil, yeni bir toplumun kurulması olabilir ancak".
Acımasız bir eleştiri, tümüyle serbest düşünme, gerçeğe mutlak sadakat ve bilimle...
Sevgiyle kalın...
"Bu sosyalizm, genel olarak sınıf farklılıklarının; bu sınıf farklılıklarının dayandıkları bütün üretim ilişkilerinin; bu üretim ilişkilerine tekabül eden bütün toplumsal münasebetlerin ortadan kaldırılmasına; bu toplumsal münasebetlerden çıkan bütün düşüncelerin alaşağı edilmesine varana kadar devrimin sürekliliğinin ilanıdır ve, zorunlu bir geçiş uğrağı olarak proletaryanın sınıf diktatörlüğüdür.''
"Bizim için mesele, özel mülkiyetin şekil değiştirmesi değil, yokedilmesi; sınıf uzlaşmazlıklarının yumuşatılması değil, sınıfların ortadan kaldırılması; varolan toplumun iyileştirilmesi değil, yeni bir toplumun kurulması olabilir ancak".
Acımasız bir eleştiri, tümüyle serbest düşünme, gerçeğe mutlak sadakat ve bilimle...
Sevgiyle kalın...
3 Şubat 2012 Cuma
Osmanlı'da ilk fabrika 1744 yılında kurulur...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder