Kısmı Zaferlerden Kökten Kurtuluş

"Almanya için bir ütopyacı düş olan şey, radikal devrim, insanın genel kurtuluşu değil, kısmi, sırf siyasal bir devrim, yapının temellerini ayakta bırakan bir devrimdir. (...) kısmi bir kurtuluş (...) sivil toplumun bir kesiminin kendisini kurtararak genel egemenliğe ulaşmasıdır. (...) Ama Almanya'da hiçbir sınıf, onu toplumun yıkıcı temsilcisi yapacak cüret, kararlılık ve acımasızlığa sahip değildir... Almanya sonuna kadar giden bir devrim yapmadıkça, devrim yapmış olamaz. Almanya'da Ortaçağ'dan kurtuluş Ortaçağ üzerindeki kısmi zaferlerden de kurtuluşla mümkündür."

"Bu sosyalizm, genel olarak sınıf farklılıklarının; bu sınıf farklılıklarının dayandıkları bütün üretim ilişkilerinin; bu üretim ilişkilerine tekabül eden bütün toplumsal münasebetlerin ortadan kaldırılmasına; bu toplumsal münasebetlerden çıkan bütün düşüncelerin alaşağı edilmesine varana kadar devrimin sürekliliğinin ilanıdır ve, zorunlu bir geçiş uğrağı olarak proletaryanın sınıf diktatörlüğüdür.''

"Bizim için mesele, özel mülkiyetin şekil değiştirmesi değil, yokedilmesi; sınıf uzlaşmazlıklarının yumuşatılması değil, sınıfların ortadan kaldırılması; varolan toplumun iyileştirilmesi değil, yeni bir toplumun kurulması olabilir ancak".

Acımasız bir eleştiri, tümüyle serbest düşünme, gerçeğe mutlak sadakat ve bilimle...

Sevgiyle kalın...

11 Şubat 2012 Cumartesi

Çin'de elektronik sanayinde çalışma koşulları- soL Portal

iPad ‘kural tanımaz’!


"Kural tanımazlık", gençliği hedef alan birçok kapitalist ürün gibi iPad için de yaratılan bir imaj. Oysa kullanan gençlerin düzenin kurallarını ne kadar tanımadıkları meçhul, fakat iPad üreten Apple'ın kural tanımadığı kesin.
The New York Times gazetesi Apple’ın Çin’deki tedarikçilerindeki çalışma koşullarını tartışmaya devam ediyor. Elektronik tekeli tedarikçileri düzenli olarak denetlediğini ve bir iş ahlakı tüzüğüne tabi kıldığını söylese de yüksek kârı bütün değerlerin üzerinde tutuyor.
The New York Times gazetesi başta Apple olmak üzere tüketici elektroniği üreten firmaların Çin’deki tedarikçileriyle ilişkilerine ve bu ülkedeki çalışma koşullarına ilişkin yazı dizisine dün de devam etti. Çengdu’da iPad çerçevesi üreten bir fabrikada gerçekleşen patlamanın hikayesiyle başlayan 25 Ocak tarihli yazı, Apple gibi uluslararası tedarik zincirleriyle üretim yapan elektronik tekellerinin kurallı çalışma ve iş güvenliği ilkelerinin sistematik bir şekilde ihlal edilmesini nasıl görmezden geldikleri hakkında çarpıcı veriler sunuyor.
Apple’a üretim yapan fabrikalarda işçilerin bazı durumlarda haftanın yedi günü çalıştıklarını ve günde 12 saati aşan bir mesai yaptıklarını, ayakta durmaktan bacaklarının şişmesinden yürüyemez duruma geldiklerini ve uyumak üzere ortalama 20 kişinin paylaştığı üç odalı dairelere gittiklerini aktarıyor makalenin yazarları Charles Duhigg ve David Barboza. Tehlikeli atıklara, sanayi tozlarına maruz kalmak ve bunlar hakkında düzenli olarak çarpıtılmış raporlar sunmanın ise bu tür “yenilikçi” firmalara üretim yapan tedarikçilerin olağan çalışma biçimi olduğu anlaşılıyor.
Bağımsız gözlemcilerin raporlarına göre iki yıl önce Doğu Çin’de Apple’a üretim yapan bir fabrikada 137 işçinin iPhone ekranlarını temizlemek üzere zehirli bir kimyasal kullanmaya zorlandıklarını öğreniyor. Geçen yıl ise iPad çerçevesi üreten fabrikalarda yedi ay içinde iki patlama oluyor. Patlamalardan bir tanesi Çengdu’da, diğeri Şangay’da gerçekleşiyor ve dört işçinin ölümüne, 77’sinin yaralanmasına neden oluyor. Her iki olay da çerçeve üretiminde açığa çıkan alüminyum tozundan kaynaklanıyor. Üretim o kadar hızlı ve büyük ölçekte gerçekleştiriliyordu, alüminyum tozu ortamdan temizlenmiyor ve havalandırma sistemleri makinaların çalışma hızına yetişecek kapasiteye sahip değil. Dolayısıyla biriken tozlar patlamalara neden oluyor. Apple patlamalardan önce Çinli bir grubun hazırladığı raporlarda uyarılmış olmasına karşın kılını kıpırdatmıyor. Üstelik Çengdu’da biriken toz nedeniyle bir patlama gerçekleştikten kısa bir süre sonra bu kez Şangay’daki tedarikçinin fabrikasında aynı olay yaşanıyor.
“İş ahlakı kuralları” var ama…
Apple’ın bu koşullarda çalışan tek elektronikçi olmadığını not ediyor muhabirler. IBM, Dell, Lenovo, Motorola, Nokia, Sony, Toshiba ve diğerleri de aynı koşullarda üretim yaptırıyor diye not ediyorlar.
Apple yetkilileri düzenli iç denetim yaptırdıklarını, tedarikçilerinin sıkı “iş ahlakı kuralları” ile bağlı olduğunu iddia ediyor. Gerçekten de iç denetimler yapılıyor ve hazırlanan raporların özetleri yayımlanıyor. Ancak bu raporlarda 2007’den bu yana denetlenen tedarikçilerden yarıdan fazlasının her yıl söz konusu iş kurallarının en az bir tanesini ihlal ettiği görülüyor.
Eski bir Apple yöneticisi New York Times muhabirlerine açık olanı söylüyor: “Eğer her yıl aynı sorunlar demetini görüyorsanız, bu ana şirketin meseleyi çözmek yerine görmezden geldiği anlamına gelir.”
Nisan ayına değin Apple’ın ana tedarikçisi Çinli Foxconn Teknoloji’de yöneticilik yapan Li Mingqi, “Ürün kalitesini artırmak ve üretim maliyetini düşürmek dışında hiçbir şey Apple’ın umurunda olmaz” diyor. Gerçekten de 2007’de kırka yakın denetim yapıyorlar; fabrikaların üçte ikisinde işçilerin düzenli olarak haftada altmış saatten fazla çalıştıkları ve altı örnekte “ana kuralların” ihlal edildiğini buluyorlar. Bunlardan bir tanesi çocuk işçiliği kullanılması, bir diğeri sahte denetim raporu üretilmesi… Apple sonraki üç yılda 312 denetim daha yapıyor ve her yıl tedarikçilerinden en az yarısının işçileri haftada altı günden daha fazla çalıştırdıkları, aşırı düzeyde fazla mesai yaptırdıkları bulgusuna ulaşıyor. Bu üç yılda 70 defa ana kuralların ihlal edildiği bulunuyor. Bunlar arasında zorla çalıştırma, çocuk işçiliği kullanma, raporlarda sahtecilik, atıkların gerektiği gibi tahliye edilmemesi ve işçilerin zehirli kimyasallara maruz kalması gibi örnekler mevcut.
Şirket geçen yıl da 229 denetim yapıyor. Ana kuralların ihlalinde hafif bir azalma gözleniyor, ancak 93 tesiste işçilerin en az yarısının haftada 60 saatin üzerinde mesai yaptıkları anlaşılıyor. Buna yakın sayıdaki tesiste de hafta yedi gün çalıştırılıyorlar. Üstelik geçen yıl ihmaller nedeniyle dört işçi ölüyor, 77’si yaralanıyor.
Eski bir Apple yöneticisi New York Times muhabirlerine açık olanı söylüyor: “Eğer her yıl aynı sorunlar demetini görüyorsanız, bu ana şirketin meseleyi çözmek yerine görmezden geldiği anlamına gelir.” Bu eski yönetici, tedarikçilerin “bir dahaki sefere daha çok çaba gösterme” sözü vermeleri üzerine kuralları ihlal etmelerinin hoş görüldüğünü söylüyor. Yüzlerce kural ihlali bulunmasına karşın 2007’den bu yana 15’den daha az sayıda tedarikçinin sözleşmesi feshediliyor.
İntihara sürüklenen işçiler
Ağır çalışma koşulları ve baskı nedeniyle intihar eden işçilerin hikayelerini de anlatıyor Duhigg ve Barboza… Foxconn’da çalışan bir işçi bir iPhone prototipini kaybettiği için intihar ediyor. Bu olaydan sonraki iki yılda 18 Foxconn işçisi daha intihar ediyorlar. Bağımsız iş sağlığı denetim kuruluşları Apple’ı bu konuda uyarmış olmasına rağmen, 2010’da Foxconn’un bir akıl sağlığı danışma hattı açması ve ücretsiz psikolojik destek hizmeti vermeye başlaması dışında bir adım atılmıyor.
“Yeniliğin öncüsü” olarak görünen, “çağı değiştirdiği” iddia edilen bu dev şirket, neredeyse Sanayi Devrimi’nin terhanelerindeki üretim koşullarıyla akıldışı kârlar elde ediyor.
iPad’in tedarik zincirinde yer alan bir şirketin yöneticisi, “Apple’la iş yaparak para kazanmanın tek yolu işleri daha verimli ve ucuz yapmanın bir yolunu bulmak” diyor. “Ve bunu yaptığınızda bir sonraki gelip fiyatları yüzde 10 daha kırıyorlar.”
Hızlı buharlaşan madde, hızla eriyen işçiler
Duhigg ve Barboza, 2010 Ocak’ında Apple’a üretim yapan Wintek adlı şirketin Çin’deki fabrikasında gerçekleşen grevi anımsatıyor. Grev, üretimde zehirli kimyasalların kullanılması nedeniyle başlıyor. Yüzden fazla işçinin n-heksan adlı bir kimyasaldan zehirlendiği anlaşılıyor.
Bu madde iPhone ekranlarının ovulması için kullanılıyor. Alkolden daha hızlı buharlaştığı için tercih ediliyor. n-heksan kullanıldığında bir işçinin bir dakikada ovduğu iPhone ekranı sayısı artıyor. Ama işçi yavaş yavaş zehirleniyor. Apple, olayın açığa çıkması üzerine denetim başlattığını açıklıyor.
New York Times muhabirleri aynı ay bir düzine Wintek işçisiyle röportaj yapıyor. Hepsi de Apple’ın ya da aracılarının kendileriyle temas kurmadığını söylüyor. Altı ay sonra Apple’ın Wintek’e ödediği fiyatta ciddi bir kesintiye gittiği haberleri yapılıyor. Wintek hâl’a Apple’ın ana tedarikçilerinde biri diyor muhabirler.
Alüminyum tozunun neden olduğu patlamalar
Geçtiğimiz mayısta iPad çerçevesi cilalayan bir fabrikada bir patlama yaşanıyor. Patlamada iki işçi ölüyor, on beşe yakını yaralanıyor. Patlamanın sebebinin fabrikada biriken alüminyum tozu olduğu anlaşılıyor. Apple, olayı soruşturmak üzere iş güvenliğiyle ilgili bir ekip görevlendirdiğini açıklıyor. Aralık ayında, bu kez Şangay’da aynı işi yapan, yani iPad çerçevesi cilalayan bir başka fabrikada patlama oluyor. Sebep yine alüminyum tozu. İki işçi daha ölüyor, 59’u yaralanıyor.
Duhigg ve Barboza’nın görüş aldığı bir iş güvenliği uzmanı “Alüminyum tozundan kurtulmak çok zor bir iş olsaydı, bunu anlayabilirdim. Ama toz kontrolünün ne kadar kolay olduğunu bir bilseniz… Adına havalandırma deniyor! Biz bu sorunu yüz yıldan uzun bir süre önce çözdük” diyor.
Salı günü Apple geçen yılın son çeyreğinde 46,3 milyar dolar ciro yaptığını, 13,06 milyar dolar kâr ettiğini açıkladı. “Yeniliğin öncüsü” olarak görünen, “çağı değiştirdiği” iddia edilen bu dev şirket, neredeyse Sanayi Devrimi’nin terhanelerindeki üretim koşullarıyla akıldışı kârlar elde ediyor.
(soL-Ekonomi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder