Kısmı Zaferlerden Kökten Kurtuluş

"Almanya için bir ütopyacı düş olan şey, radikal devrim, insanın genel kurtuluşu değil, kısmi, sırf siyasal bir devrim, yapının temellerini ayakta bırakan bir devrimdir. (...) kısmi bir kurtuluş (...) sivil toplumun bir kesiminin kendisini kurtararak genel egemenliğe ulaşmasıdır. (...) Ama Almanya'da hiçbir sınıf, onu toplumun yıkıcı temsilcisi yapacak cüret, kararlılık ve acımasızlığa sahip değildir... Almanya sonuna kadar giden bir devrim yapmadıkça, devrim yapmış olamaz. Almanya'da Ortaçağ'dan kurtuluş Ortaçağ üzerindeki kısmi zaferlerden de kurtuluşla mümkündür."

"Bu sosyalizm, genel olarak sınıf farklılıklarının; bu sınıf farklılıklarının dayandıkları bütün üretim ilişkilerinin; bu üretim ilişkilerine tekabül eden bütün toplumsal münasebetlerin ortadan kaldırılmasına; bu toplumsal münasebetlerden çıkan bütün düşüncelerin alaşağı edilmesine varana kadar devrimin sürekliliğinin ilanıdır ve, zorunlu bir geçiş uğrağı olarak proletaryanın sınıf diktatörlüğüdür.''

"Bizim için mesele, özel mülkiyetin şekil değiştirmesi değil, yokedilmesi; sınıf uzlaşmazlıklarının yumuşatılması değil, sınıfların ortadan kaldırılması; varolan toplumun iyileştirilmesi değil, yeni bir toplumun kurulması olabilir ancak".

Acımasız bir eleştiri, tümüyle serbest düşünme, gerçeğe mutlak sadakat ve bilimle...

Sevgiyle kalın...

18 Şubat 2012 Cumartesi

Mekanizma-Diyalektik

Editör notu: Yazar ODTÜ felsefede Doktora yapmaktadır. Dolayısıyla akıl yürütmeyi takip edemediyseniz suçu kendinizde aramayın...


Diyalektik materyalizm-mekanik materyalizm farkını anlatırken çelişki kavramına yoğunlaşmamız gerekebilir. Şu soruları yanıtlamamız gerekecek: Doğada çelişki ne demektir? Çelişki kavramlar arasında mı önermeler arasında mı yoksa durumlar veya olaylar arasında mı olur? Marx ve Engels çelişki kavramını en çok hangi bağlamlarda kullanmıştır? Bunu örnekler üzerinden tartışmamız gerekebilir. Doğada niceliğin niteliğe dönüşümü (veya karşıtına dönüşme) nasıl gerçekleşir? En önemlisi fiziksel dünyada nitelik nedir? Aslında son soru şundan önemli: Analitik felsefecilerin (özellikle Russell) Marx'ta ve Engels'te kıyasıya eleştirdikleri özelliklerden biri çelişkiyi düşüncelerde değil de doğada var olan birşey olarak görmeleri. Önermeler özne yüklem biçiminde ve yüklem de nitelik demek. Dolayısıyla önermelerdeki çelişki aynı özneye birbiriyle çelişen nitelikler atfedilmesinden kaynaklanıyor. Diyalektik materyalizm bunu mu iddia ediyor? Bir öznenin aynılık koşulları içinde onun nitelikleri yok mu? (Tam metafizikçi gibi konuştum). Nitelikler ilişkisel olarak mı belirlenir yoksa özsel olarak mı? Eğer ilişkiselse nitelikler onların bizim beynimiz ve ölçüm araçlarımızla ilişkilerinden mi yoksa daha temel fiziksel parametrelerle ilişkileri tarafından mı belirlenir? İlişkisel nitelikler nasıl çelişir, neyle çelişir? Çelişki mi değişimin nedenidir yoksa değişim mi çelişkinin? Ya da çelişki dediğimiz aslında durdurulamaz değişimin bizim tutarlılık arayan beynimizde yarattığı bir yanılsama mıdır (özne aynı değilse ve biz aynı sayıyorsak)?Daha tonla soru var ama şimdilik burada kesiyorum. Şu kitapta diyalektik ile dinamik sistemler arasındaki ilişkiyi anlatan, Richard Levins makalesini tartışabiliriz: "Dialectics and Systems Theory", Dialectics for the New Century. Tabi öncesinde Marx'ın ve Engels'in çelişkiye karşıtına dönüşmeye dair verdikleri örnekleri inceleyebiliriz.

Sevgiler

1 yorum:

  1. Gökhan, dediklerini felsefeci olmayanların da anlayabileceği şekilde açıklarsan daha iyi olabilir:))

    YanıtlaSil