Kısmı Zaferlerden Kökten Kurtuluş

"Almanya için bir ütopyacı düş olan şey, radikal devrim, insanın genel kurtuluşu değil, kısmi, sırf siyasal bir devrim, yapının temellerini ayakta bırakan bir devrimdir. (...) kısmi bir kurtuluş (...) sivil toplumun bir kesiminin kendisini kurtararak genel egemenliğe ulaşmasıdır. (...) Ama Almanya'da hiçbir sınıf, onu toplumun yıkıcı temsilcisi yapacak cüret, kararlılık ve acımasızlığa sahip değildir... Almanya sonuna kadar giden bir devrim yapmadıkça, devrim yapmış olamaz. Almanya'da Ortaçağ'dan kurtuluş Ortaçağ üzerindeki kısmi zaferlerden de kurtuluşla mümkündür."

"Bu sosyalizm, genel olarak sınıf farklılıklarının; bu sınıf farklılıklarının dayandıkları bütün üretim ilişkilerinin; bu üretim ilişkilerine tekabül eden bütün toplumsal münasebetlerin ortadan kaldırılmasına; bu toplumsal münasebetlerden çıkan bütün düşüncelerin alaşağı edilmesine varana kadar devrimin sürekliliğinin ilanıdır ve, zorunlu bir geçiş uğrağı olarak proletaryanın sınıf diktatörlüğüdür.''

"Bizim için mesele, özel mülkiyetin şekil değiştirmesi değil, yokedilmesi; sınıf uzlaşmazlıklarının yumuşatılması değil, sınıfların ortadan kaldırılması; varolan toplumun iyileştirilmesi değil, yeni bir toplumun kurulması olabilir ancak".

Acımasız bir eleştiri, tümüyle serbest düşünme, gerçeğe mutlak sadakat ve bilimle...

Sevgiyle kalın...

28 Ocak 2012 Cumartesi

Çanakkale geçilmez, işçiler yenilmez!

Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesinde hiçbir gerekçe gösterilmeksizin işten atılan işçilerin işe geri alınması için ilk eylem yapıldı. Çanakkale Adliye Sarayı önünde bir araya gelen Sosyal-İş Sendikası üyesi işçilere Çanakkaleliler de destek verdi. Eylemde, Çanakkale’nin tarihte emperyalizme karşı önemine dikkat çekilerek, taşerondan kurtulma mücadelesi yürütüleceği vurgulandı ve “Çanakkale geçilmez, işçiler yenilmez” sloganı atıldı.
Sosyal-İş Sendikasının çağrısıyla, işten çıkarılan işçiler ve yakınları Adliye Sarayının önünde bir araya geldi. İşçilerin eylemine KEPEZ Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan, Çanakkale Belediyesi Meclis Üyesi Erdinç Akkan, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası, KESK ve KESK’e bağlı sendikalar ile çeşitli siyasi parti ve kitle örgütlerinin yönetici ve üyeleri de destek verdi.
DOĞACAK BEBEĞİ İÇİN…
İşten atılan işçiler, “İşimizi geri istiyoruz”, İşçiyiz haklıyız kazanacağız”, “Haksızlığa karşı omuz omuza”, “Çocuklarıma nasıl ekmek götüreceğim” ve “ÇOMÜ Rektörlüğünü göreve çağırıyoruz” yazılı dövizler taşırken, işten çıkarılan hamile bir kadın işçi de “Hamileyim, işten çıkarıldım” yazılı bir döviz ile eyleme katıldı. Eylem sırasında sık sık, “Çanakkale geçilmez, işçiler yenilmez”, “İşten atılanlar geri alınsın”, “İşçilerin birliği taşeronu yenecek” ve “Taşeron gidecek zulüm bitecek” sloganları atıldı.
Eylemde bir açıklama yapan Sosyal-İş Sendikası Genel Sekreteri Celal Uyar, sendikanın başvurusu üzerine iş müfettişlerince üniversitede taşeron ilişkisine ilişkin denetim yapıldığını ve muvazaalı, yani hukuka aykırı taşeron ilişkisinin tespit edildiğini anımsattı.
Uyar, müfettiş raporuna karşı Üniversite Rektörlüğünün dava açtığını ve bu nedenle raporun kesinleşmediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üniversite Rektörlüğü, müfettiş raporu nedeniyle ihalenin geciktiğini iddia etti. İşçiler, işe başlamak için ocak ayının 20’sine kadar beklemek zorunda kaldı. Bu da yetmedi. Üniversite, basına yaptığı açıklamada “Üniversitemiz işçi çıkarmayacak, yeni ihalede işçi sayısı artacak” sözü vermişti. Üniversite iki sözünü de tutmadı. İhalede işçi sayısı artırılmadı. Ayrıca ihaleyi eski taşeron şirket kazanmış olmasına rağmen 36 işçiye işbaşı yaptırılmadı. 36 işçiye işbaşı yaptırılmadığı gibi 40’dan fazla yeni işçi işe alındı. Kara kışın ortasında 36 işçi kapının önüne konuldu.”
REKTÖRLÜK BİRİNCİ DERECEDE SORUMLU
Üniversite Rektörlüğünün kendi ayıbını ve sorumluluğunu örtmek için Sosyal-İş Sendikası ve üyelerini suçladığını vurgulayan Uyar, “Bugün 36 işçinin işsiz kalmasının tek sorumlusu ÇOMÜ Rektörlüğü ve taşeron şirkettir” dedi. Taşeron şirketin işçileri tanımadığını, işçilerin nerede ne iş yaptığını dahi bilmediğini kaydeden Uyar, “Hal böyle iken, işe başlatılmayan 36 işçinin listesini taşeron şirketin hazırladığına kimse inandıramaz bizi. Birinci derecede sorumluluk ÇOMÜ Rektörlüğündedir. Bizzat Rektör Sedat Laçiner, bu gerçeği taşeron işçilerle yaptığı toplantıda itiraf etmiş, işten çıkarılan işçiler konusunda taşeron şirkete referans olduklarını söylemiştir” diye konuştu. (Çanakkale/EVRENSEL)

MECLİSE TAŞINACAK
İşçiler işbaşı yaptırılana kadar bu işin takipçisi olacaklarını belirten Sosyal-İş Sendikası Genel Sekreteri Celal Uyar, konuyu ülke gündemine taşımak için çaba harcayacaklarını ifade ederek şunları söyledi: “Bu hukuksuzluğu Meclise taşıyacağız. Çanakkale milletvekillerine bir dosya sunacağız. Meclis İnsan Hakları Komisyonuna başvuruda bulunacağız. Türkiye’deki üniversite kamuoyuna, Türkiye ve Çanakkale’deki siyasi parti, sendika, meslek örgütü, kitle örgütü ve kadın örgütlerinden destek isteyeceğiz. Tüm işçiler işbaşı yapana kadar her türlü eylem ve etkinliği gerçekleştireceğiz”.

İŞTEN ÇIKARMALAR HUKUKA AYKIRI
Sosyal-İş Sendikası Avukatı Evin Konuk ise, işten çıkarmaların hukuka aykırı olduğunu, işçilere yazılı bir tebligat yapılmadığını ve bir gerekçe gösterilmediğini söyledi. Konuk, ÇOMÜ’de muvazaalı bir taşeron ilişkisinin olduğunu, işçilerin aslında Üniversitenin işçisi sayılması gerektiğini belirterek, işe iade davalarını asıl ve gerçek işveren olan ÇOMÜ Rektörlüğüne açtıklarını vurguladı. Konuk, davaları kazanacaklarına inandıklarını söyledi.
Açıklamanın ardından Sosyal-İş Sendikası üyesi 14 işçi adına işe iade davası açıldı.

1 yorum:

  1. Başlığın neden böyle seçildiğinin sınıfsal analizini yapıp bunu EMEP programıyla bağdaştırabilecek olan var mı?

    YanıtlaSil