SOSYALİST İŞÇİ PARTİSİ’NDEN BERNARD BORTNICK:
Sosyalizm kapitalizmi tamir etmek değildir
spot: İşgal (Occupy) oluşumunu belirsiz bir hareketlenme olarak görüyoruz. ‘Wall Street'i İşgal Et’ yerine ‘İşgal Et ve Toplum Yararına İşlet’ demeleri gerekir. ‘İşgal et’ alttan alta ‘zenginliği paylaşma’ isteğini vurguluyor. İşçi sınıfının yarattığı zenginliği niye kapitalistlerle paylaşıyor olalım ki
spot: Devrimci, sosyalist bir partinin başarısızlıkları neler olabilir? Bu devrimi gerçekleştirmek için gerekli kitlesel hareketlenmeyi sağlayacak sayıda işçiye ulaşamamak. İşçi sınıfı, sınıf bilincine ulaştığı ve sınıfın geleceğinin bu sistemi yıkmakta olduğunu kavradığı takdirde Parti'nin de bir geleceği var demektir. Sistem çöküyor. Çökmekte olan bir sistemi kurtarmakla ilgilenmiyoruz. Bu burjuva sosyalistlerinin işi, geçmişte olduğu gibi şimdi de başarılı olamayacaklar
Giriş: Amerika'nın ilk sosyalist partisi olduğunu iddia eden Sosyalist İşçi Partisi’nin (SLP) (Socialist Labor Party) kuruluşu 1876 yılına dayanıyor. SLP, Amerika'nın ilk sosyalist partisi olduğunu savunması dışında partinin devrimci figürlerinden Daniel DeLeon'un Endüstriyel Sendikacılık tezi ile de ön plana çıkıyor. SLP, Endüstriyel Sendikacılık'ı farklı endüstrilerden işçileri birleştirerek bu endüstrilerin yönetim, sahiplik ve paylaşım sistemlerini demokratik yollarla seçilecek işçilerin yürüttüğü, devleti işlevsiz kılacak yönetim şekli olarak açıklıyor. Tanım olarak Avrupa Sendikalizmi'ne son derece yakın duran Endüstriyel Sendikalizmin bir Amerikan ekonomik ve toplumsal gelişiminin ürünü olduğu söyleniyor. Buna göre Endüstriyel Sendikacılık iş yerlerinde işçileri organize ederek kontrolü ele geçirmek üzere çalışırken bunun politik ayağı olan parti de siyasi arenada örgütlenmeyi öngörüyor. Politik başarıyı yakalayan parti daha sonra üretimin yönetimini Endüstriyel Sendikalar içindeki işçilere bırakıyor olacak. Bu teoriden yola çıkan Sosyalist İşçi Partisi nasıl bir süreçten geçiyor diye bakalım dedik. Partinin yöneticilerinden Bernard Bortnick ile partinin dünü, bugünü ve geleceği konuştuk.
>> SLP Amerika'da sosyalizmin esas partisi olduğunu iddia ediyor. ABD solunun tarihi içinde ne gibi bir rol oynadı SLP? Başarı ve başarısızlıkları neydi?
SLP'nin öncülü Amerikan Çalışanlar Partisi’ydi ( The Workingmen's Party of the United States). Amerikan Çalışanlar Partisi Philadelphia'da Enternasyonal'in kalıntılarından ve ayrıca anarşist fraksiyonları etkisizleştirmek için Avrupa'dan transfer edilen kişilerden oluşuyordu. Parti zamanla büyüdü ve 19. yüzyılın sonu itibarıyla birçok reformisti de barındıran bir parti haline geldi.
>>Parti tarihi incelendiğinde sıklıkla Daniel DeLeon ismine rastlıyoruz. Parti için önemi nedir DeLeon’un?
Daniel DeLeon birçok reformisti de içinde barındıran bu birlik içerisinde Marksist devrimci hedeflerin inşasını ve reformist etkilerin programdan çıkarılmasını, gerçek anlamda devrimci bir partinin oluşturulmasını sağladı. Partinin başarılarından biri kapitalist sistemin kaldırılmasına yönelik iki katlı bir stratejiyi formüle etmesiydi. Partinin görevi sistemi ortadan kaldırabilmek için işçi sınıfının ajitasyonu ve eğitimi idi. Aynı zamanda bu, sosyalizmin inşasında etkili olacak ve koordinasyonla çalışacak endüstriyel sendikaların kuruluşuna yönelik bir çalışma demekti. SLP, siyaseti kariyer olarak benimseyen politikacıları desteklemiyor. Politikacının görevi yönetimi endüstriyel sendikalara bırakmak için devleti sona erdirmektir. SLP, amacı politik mevkileri ele geçirmek olan ve ücret köleliğini kaldırmak yerine reformları desteklemek isteyen sol kesimden kendisini ayırmaktadır. Devrimci, sosyalist bir partinin başarısızlıkları neler olabilir? Bu devrimi gerçekleştirmek için gerekli kitlesel hareketlenmeyi sağlayacak sayıda işçiye ulaşamamak. Bugün hala bu desteği sağlayabilmek için çalışıyoruz.
ED: DeLeonizm nedir ve Marksist teoride nereye oturuyor tam olarak?
DeLeonizm sosyalist endüstriyel toplumun nasıl organize edileceğini ve devletin demokratik sivil bir yolla nasıl sonlandırılacağını göstererek Marksizmi bir adım daha ileriye götürmüştür aslında. Geçmiş başkanlarımızdan Arnold Peterson'a göre DeLeon'un sosyalist teoriye spesifik katkısının işçi sınıfının hemen şimdi, endüstriyel sendikalar şeklinde organize olması gerektiği ve devlet ortadan kalkıncaya kadar üretimi yönetmeye hazırlanması ve evrimsel sürecin üretim makineleriyle bitmeyeceği bunun yerine işgücünün ekonomik organizasyonunda eşit güce sahip olması gerektiğine işaret etmesidir. DeLeon aslında işçi sınıfının halihazırdaki devlet mekanizmasını ele geçirip kendi amaçları için değiştirmenin yeterli olmayacağını söyleyerek Marks ile de bir düelloya tutuşmuş oluyordu. Başka hangi yolla sosyalist toplum inşa edilebilir? DeLeon bu önemli soruya yanıt vermiştir aslında.
>> Partinin ana mesajı nedir? Bazı sosyalist oluşumlar sosyalizmin kurulmasına yönelik direk mesajları gerçekçi bulmuyorlar. Bunun yerine politik gücü ele geçirebilecekleri ve daha sonra sosyalizme yönelebilecekleri bir modeli tercih ediyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Önce politik gücü ele geçirmek, yalnızca siyasi devletin devamını sağlamak anakronizmdir ve devletin kendisi de köleliğin varlığından ayrılamaz. Bir sosyalist parti devletin baskıcı organlarını işçi sınıfına karşı kullanmalı mı? Bu çok absürt bir durum. Birazcık sosyalizm diye bir şeye inanmıyoruz biz. Eyalet, ilçe, il gibi tüm siyasi sınırların bitirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunlar tarıma dayalı toplumun uzantılarıdır ve endüstrileşme karşısında milatları dolmuştur. Sosyalist toplumun demokratik ve temsili temelleri endüstriye dayanmaktadır ve hükümet de endüstriyel seçim bölgelerine dayanmaktadır. Kapitalist sistemin son bulmasıyla ticari malların üretimi de son bulacaktır. Sosyalizm yeni bir dünya demektir yoksa kapitalist sistemi tamir etmek değildir.
>> Amerikan seçim sistemini ve siyasi ortamı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son derece ikiyüzlü, içi boş, ahmakça, gerçeklerden uzak, yolsuzluklarla dolu, kapitalizmin desteklediği iki parti tarafından yönetilen bir sistem. Denir ki Demokratlar kapitalizmi sever ama etkilerini sevmez, Cumhuriyetçiler kapitalizmi de etkilerini de severler. Fakat her ikisi de yüz yılı aşkın bir süredir işçilerin sömürüsünü artırıp 3. partileri marjinalize etmekle uğraşıyorlar. Bunu da eyalet birimleriyle yapıyorlar ki seçim listelerine girmek neredeyse imkansız. Demokrasiyi gülünesi bir hale soktular. Tabii ki medya ve kapitalist toplumun diğer organları, amaçları reform olan partileri bile izole ediyorlar.
>> SLP'nin Amerikan politik sistemi içerisinde bir geleceği var mı?
Amerikan işçi sınıfı, sınıf bilincine ulaştığı ve sınıfın geleceğinin bu sistemi yıkmakta olduğunu kavradığı takdirde Parti'nin de bir geleceği var demektir.
>> Kollektivizm Amerikan toplumunun favori kavramlarından biri değil. Siz ise kollektif bir hareketlenmeden yola çıkıyorsunuz. SLP bireysellik olgusuyla nasıl savaşıyor?
Eğer kolektivizmden kasıt diğer işçilerin ortak iyiliği için hareket etmekse bu, meslek sendikaları ve "sermaye ve emek kardeşliği" konseptleriyle zayıflatılmakta. Amerikan işçi sınıfı, işçileri sınıf bilincine yaklaştıracak ve bireysellikten uzaklaştıracak bir aracı olmalı. Bununla savaşmamızın yolu ise kapitalizmin acılarından arındırılmış bir sosyalist toplum vizyonu sunmak.
>> Şu andaki ekonomik krizi nasıl değerlendiriyorsunuz, ne tür çözümler sunuyorsunuz?
Sistem çöküyor. Marks'ın Kapital'de değindiği gibi bütün gerçek krizlerin sebebi yoksullaşma ve kitlelerin sınırlı tüketimidir. Bugünkü krizin sebepleri arasında da işçilerin ürettikleri değerin çok azını kazanıyor olmaları, dolayısıyla ürettikleri malları kendilerinin satın alamıyor olmasıdır aslında. Uygulanan geçici kredi çareleri yeterli derecede fonların üretim fazlasını absorbe etmesi için enjekte ediliyordu ve bu sistemin dayanağı olarak adet haline geldi. Mortgage fiyaskosu dünya çapındaki krizi ateşledi. Bundan dolayı da krediler finansal krizi ateşlemiş oldu. Buradan nereye gideceği ise burjuva ekonomistlerinin kristal kürelerinden okunuyor. Ama fazla üretim sistemin bir hastalığı ve emeğin geometrik ve devamlı artışıyla da yoğunlaşıyor. SLP çökmekte olan bir sistemi kurtarmakla ilgilenmiyor. Bu burjuva sosyalistlerinin işi, geçmişte olduğu gibi şimdi de başarılı olamayacaklar.
>> Krizin bütün felaketlerinin kapitalizme yüklendiği bir dönemde bunu sosyalist değerleri daha kuvvetle savunmak için tarihi bir fırsat olduğunu düşünüyor musunuz? Soğuk Savaş döneminden beri sosyalizme yüklenen bu negatif algıları kırabilecek mi sosyalistler?
Evet, krizin sosyalist bir toplumun kurulmasına yönelik bir terminolojinin üretilmesi için tarihi bir fırsat sunduğunu düşünüyoruz. SLP olarak sosyalizme yüklenen negatif çağrışımlar ve çarpıtmalarla aslında 1917 Rus Devrimi öncesinden beri savaşıyoruz. Kapitalist ve diğer sosyalist basının çarpıtmaları ve yalanlarını boşa çıkarmak için hiçbir fırsatı kaçırmıyoruz. Bu kavram birçok şarlatan, oportünist, diktatör ve hatta Naziler tarafından kullanıldı. Bölük pörçük kullanılabilir bir düşünce olarak ele alınması sosyalizme yapılmış bir adaletsizlik tabii ki.
>> OWS hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Destek veriyor musunuz bu harekete?
Kapitalizmden kaynaklanan eşitsizlikleri ve acıları protesto eden belirsiz bir hareketlenme olarak görüyoruz OWS'yi. Bir odak noktasından yoksun olduğu çok açık. Pankartlarında "İşgal Et ve Toplum Yararına İşlet" demeleri gerekir "Wall Street'i İşgal Et" demek yerine. Bunun biraz ahmakça ve aslında alttan alta "zenginliği paylaşma" isteğini vurguladığını düşünüyoruz. işçi sınıfının yarattığı zenginliği niye kapitalistlerle paylaşıyor olalım ki.
>> Obama'ya kimi çevrelerce “sosyalist” olarak lanse edilmesine hakkında ne düşünüyorsunuz?
Keşke olsaydı ama o zaman ABD başkanı olamazdı. Sonuçta siyasi bir devlerin şefi olmanın manası nedir ki? Pek tabii ki devletin aygıtlarını en efektif şekilde işletmek, sömürünün çarklarını yağlamaktır. Engels'in de dediği gibi devletin varlığıyla köleliğin varlığı birbirinden ayrılmaz.
>> Türkiye'deki yoldaşlarınıza iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
İşçilerinizi, tüm iş yerlerini ve endüstrileri sosyalizmi getirecek güçlü bir endüstriyel sendika organize etmek için eğitin. İşçi sınıfının gücü budur. Geleceğin sosyalist hükümet koltuğu endüstri içerisindedir, siyasi seçim bölgelerinde değil. Bunlar körelmeye ve yıkılmaya bırakılmalıdır.
YARIN: KOMÜNİST PARTİ-ABD (CPUSA) BAŞKAN YARDIMCISI JARVİS TYNER
Bilim, felsefe, kuram, ideoloji ve politikayı tartışmayı gönülden sevenlerin buluşma mekanı...
Kısmı Zaferlerden Kökten Kurtuluş
"Almanya için bir ütopyacı düş olan şey, radikal devrim, insanın genel kurtuluşu değil, kısmi, sırf siyasal bir devrim, yapının temellerini ayakta bırakan bir devrimdir. (...) kısmi bir kurtuluş (...) sivil toplumun bir kesiminin kendisini kurtararak genel egemenliğe ulaşmasıdır. (...) Ama Almanya'da hiçbir sınıf, onu toplumun yıkıcı temsilcisi yapacak cüret, kararlılık ve acımasızlığa sahip değildir... Almanya sonuna kadar giden bir devrim yapmadıkça, devrim yapmış olamaz. Almanya'da Ortaçağ'dan kurtuluş Ortaçağ üzerindeki kısmi zaferlerden de kurtuluşla mümkündür."
"Bu sosyalizm, genel olarak sınıf farklılıklarının; bu sınıf farklılıklarının dayandıkları bütün üretim ilişkilerinin; bu üretim ilişkilerine tekabül eden bütün toplumsal münasebetlerin ortadan kaldırılmasına; bu toplumsal münasebetlerden çıkan bütün düşüncelerin alaşağı edilmesine varana kadar devrimin sürekliliğinin ilanıdır ve, zorunlu bir geçiş uğrağı olarak proletaryanın sınıf diktatörlüğüdür.''
"Bizim için mesele, özel mülkiyetin şekil değiştirmesi değil, yokedilmesi; sınıf uzlaşmazlıklarının yumuşatılması değil, sınıfların ortadan kaldırılması; varolan toplumun iyileştirilmesi değil, yeni bir toplumun kurulması olabilir ancak".
Acımasız bir eleştiri, tümüyle serbest düşünme, gerçeğe mutlak sadakat ve bilimle...
Sevgiyle kalın...
"Bu sosyalizm, genel olarak sınıf farklılıklarının; bu sınıf farklılıklarının dayandıkları bütün üretim ilişkilerinin; bu üretim ilişkilerine tekabül eden bütün toplumsal münasebetlerin ortadan kaldırılmasına; bu toplumsal münasebetlerden çıkan bütün düşüncelerin alaşağı edilmesine varana kadar devrimin sürekliliğinin ilanıdır ve, zorunlu bir geçiş uğrağı olarak proletaryanın sınıf diktatörlüğüdür.''
"Bizim için mesele, özel mülkiyetin şekil değiştirmesi değil, yokedilmesi; sınıf uzlaşmazlıklarının yumuşatılması değil, sınıfların ortadan kaldırılması; varolan toplumun iyileştirilmesi değil, yeni bir toplumun kurulması olabilir ancak".
Acımasız bir eleştiri, tümüyle serbest düşünme, gerçeğe mutlak sadakat ve bilimle...
Sevgiyle kalın...
28 Ocak 2012 Cumartesi
Halkın Gazetesi BirGün Ekler ...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bu yazıdaki on hatayı bulunuz...
YanıtlaSil